Karakter boyutu :13 Punto15 Punto17 Punto19 Punto

İsrail ve Türkiye Gerçeği.

CEMALETTÄ°N SAK
ABD’li Yahudi bankacı işadamı David Rockefeller, son yüzyılın en büyük itiraflarını yaptı. Rockefeller’e atfedilen bu itiraflar, aslında hepimizin bildiği tarihi gerçekler..
04.07.2016 / 00:00


GeçmiÅŸimizde neler olmuÅŸ sürekli okumamız , araÅŸtırmamız lazım.YetiÅŸen gençliÄŸe biz bugün Ä°slamı öÄŸretmezsek , örf , adet Töre öÄŸretmezsek yarın yazılanların tamamı tekerrür edecektir.



Ä°ÅŸte David Rockefeller’in söyledikleri:



http://www.haberiumturk.com/images/haberler/son_yuzyilin_en_buyuk_itiraflari_h8044.jpg



TÜRKÄ°YE’YE ADNAN MENDERES ZAMANINDA “MARSHALL YARDIMI” Ä°LE EL ATTIK



Mesela Türkiye’yi ele alalım. Türkler de yıllar boyu komünizme karşı savaÅŸmıştır. 1950’lerde ülke yönetimine bize desteÄŸimizle Adnan Menderes gelmiÅŸti. Aslında Menderes bizimle baÅŸta gayet güzel bir diyalog kurmuÅŸtu. Bizden seçimde aldığı destek karşılığında, Marshall yardımı adı altında devamlı borç alıyor ve ülkesinde yatırımlar yaparak sanayi yapısını geliÅŸtiriyordu. Fakat o kadar plansız ve programsız harcama yapıyordu ki ödeme günleri geldiÄŸinde, bizden, borç ödemek için tekrar tekrar borç istemeye baÅŸladı. Biz de kendisinden ülkesini yabancı sermayeye açmasını ve bizim ÅŸirketlerimize özel imtiyazlar tanımasını, diÄŸer bir deyiÅŸle Osmanlı Ä°mparatorluÄŸu’na dayatılan kapitülasyonlar benzeri ÅŸeyler talep ettik Menderes bize bunu hiçbir zaman kabul etmeyeceÄŸini söyledi ve bizden uzaklaÅŸamaya baÅŸladı. Ülke insanı ilk defa asfalt yollarla tanışıyor, fabrikalar arka arkaya dikiliyordu. Ülkenin çoÄŸunluÄŸu Müslüman olduÄŸu için ülkenin her yerine camiler yaptırıyordu. Menderes bu ÅŸartlarda iktidarda ki yerini uzunca bir süre için, saÄŸlamlaÅŸtırdığını sanıyordu. Bir darbe ile bu iÅŸe bir son verildi ve sonunun öyle bitmesini istemediÄŸimiz halde, çalışma arkadaÅŸlarıyla beraber idam edildi. Sadece CELAL BAYAR kurtuldu, çünkü bir MASONDU ve yakın arkadaşı Papa Roncalli ya da diÄŸer adıyla 23. John, Vatikan’ın baskısıyla onu idamdan kurtardı.



1980 DARBESÄ° BÄ°ZÄ°M Ä°STEKLERÄ°MÄ°Z DOÄžRULTUSUNDA YAPILDI



Aynı ülkede gerçekleÅŸen 1980 darbesi de bizim isteklerimiz doÄŸrultusunda yapıldı. O zamanlar ülkede bir solcular, bir saÄŸcılar iktidara geliyor ve bizim isteklerimiz doÄŸrultusunda ülke ekonomisini yönlendiriyorlardı. Fakat Amerika ve Avrupa’da geliÅŸmiÅŸ ülkelerin piyasaları doyuma ulaÅŸmışlar ve biz yeteri kadar mal satamaz olmuÅŸtuk. Bunun üzerine diÄŸer az geliÅŸmiÅŸ ülkelere uyguladığımız planı onları da uygulamak istedik ve serbest piyasa ekonomisine geçmelerini ve ithalatın serbest bırakılmasını talep ettik. Bu istediÄŸimizi kabul etmiÅŸ görünüyorlar, fakat iÅŸi uzatıyorlardı.



BÄ°NLERCE TÜRK GENCÄ° UYDURMA Ä°DEOJÄ°LER UÄžRUNA CAN VERDÄ°



En sonunda bu ikilem yine bildiÄŸimiz yollarla, Ordo Ab Chaos ile çözüldü. Yani önce kaos, sonra düzen. Provokatörlerimiz aracılığıyla saÄŸ ve sol ideoloji kavgaları baÅŸlatıldı. Aslında başında onay vermiÅŸ gibi göründüÄŸümüz Kıbrıs Savaşı’ndan sonra ülkeye uygulanan ambargo sayesinde halk canından bezmiÅŸ, ülkede yaÄŸ ve tuz bile bulunamaz olmuÅŸtu. Karaborsacılar zenginleÅŸirken halk iyice sefalete düÅŸmüÅŸtü. Ülkeye gönderilen provokatörlerimiz için bu halkı kışkırtmak hiç zor olmadı. Ülke halkı saÄŸcı ve solcu olarak iyiye bölündü ve çatışmaya baÅŸladılar. Olaylar öyle bir dereceye geldi ki, hergün elli-altmış kiÅŸi sokak çatışmalarında ölmeye baÅŸlamıştı. Bütün ülke terör korkusu altında eziliyordu. Ä°nsanlar akÅŸamları sokaÄŸa çıkamaz olmuÅŸtu. Her an bir serseri kurÅŸuna hedef olmak vardı. Binlerce Türk genci uydurma ideolojiler uÄŸruna can vermiÅŸti. Hükümetler birbiri arkasına iktidara geliyor fakat olayları önleyemiyorlardı. Sonra darbe geldi ve bütün olaylar bıçak gibi kesiliverdi. Zavallı ülke halkı bu sözde baÅŸarıyı darbenin bir neticesi olarak gördüler. Çünkü nihayet terörizm sona ermiÅŸ, ülkeye huzur gelmiÅŸti. Aslında provokatörlerin görevi bitmiÅŸ, sahneden çekilmiÅŸlerdi. Burada oynanan oyun, halkı umutsuz ve çaresiz bir duruma düÅŸürmek ve onlara bir “kurtarıcı” sunmaktır; ondan sonra bu kurtarıcı ne yaparsan yapsın hemen kabullenecektir.



ÖZAL, Ä°STEKLERÄ°MÄ°Z DOÄžRULTUSUNDA KAPILARI SONUNA KADAR AÇTI



Askeri hükümet bir süre devlet yöneticiliÄŸi yaptı ve bizim belirlediÄŸimiz bir kiÅŸiye yönetimi devretti. Bu Turgut Özal’dı. Özal, tam da bizim isteklerimiz doÄŸrultusunda ülkenin kapılarını bize sonuna kadar açtı. Bizim ÅŸirketlerimiz bu bakir piyasaya kurtlar gibi saldırdılar. Ä°lk önceleri fiyatları çok düÅŸük tutarak yerli sanayinin rekabet gücünü düÅŸürdüler. Ülke artık Amerikan ve Avrupa yapımı mallarla dolmuÅŸtu. Sanayi ÅŸirketlerimiz stoklarını eritirken finans ÅŸirketlerimiz de ülkeyi artan ithalatı karşılayabilmeleri için yüksek faizlerle borç yatağına sürüklüyorlardı. Böylece, geliÅŸmekte olan ülkeler olarak adlandırdığımız bu ülkelerin hemen hemen hepsinde uygulanan ve 80’li yıllarda baÅŸlatılan bu proje ile, bütün ülkeler, hem bizlerden aldıkları mallarla sanayi ÅŸirketlerimizi zenginleÅŸtirmeye devam ediyorlar, hem de bu malların karşılığı olan ödemelerini yapabilmek için bizim finans ÅŸirketlerimizden aldıkları yüksek faizli kredilerle, her sene artan bir borç batağına sürükleniyorlar.



TÜRKÄ°YE’DE PARA Ä°TÄ°BAR GÖRDÜ, ARKADAÅž, DOST, AÄ°LE GÄ°BÄ° KAVRAMLAR UNUTULDU



Bu arada, Özal bütün bunların yapılabilmesi için gereken kanunları yavaÅŸ yavaÅŸ çıkarmıştı. Bu ülke vahÅŸi kapitalist sistemle o kadar çabuk uyum saÄŸladı ki, bizim bile düÅŸünemediÄŸimiz hayali ihracat gibi vurgun yöntemleri keÅŸfettiler. Ä°nsanlar artık en kısa ve en kolay yönden servet yapmanın peÅŸine düÅŸtüler. RüÅŸvet, devlet bankalarının çeÅŸitli entrikalarla soyulmaları, banker skandalları birkaç örnek. ArkadaÅŸ, dost, aile gibi kavramlar unutuldu ve sadece parası olanlar itibar görmeye baÅŸladı. Bu arada, yerli sanayi can çekiÅŸiyor, küçük iÅŸletmelerden baÅŸlayarak yavaÅŸ yavaÅŸ büyük iÅŸletmelere doÄŸru bir iflas dalgası yayılıyordu. Devlet iÅŸletmeleri ise bizim istediÄŸimiz yöneticilerin atanmaları saÄŸlanarak zarar ettiriliyordu. Sonunda bu iÅŸletmeler ya kapatılıyor, ya da özelleÅŸtirme hikayesiyle, ucuz fiyatlarla ÅŸirketlerimiz tarafından ele geçiriliyordu.



“KÜRT DEVLETÄ° PROJESÄ°NÄ°” HAYATA GEÇÄ°RMEK Ä°ÇÄ°N ÖNCE ÖRGÜT YARATTIK



Beyni yıkandığı için temiz hayallerle iÅŸe baÅŸlayan Özal, sonunda bu sistemin gerçeklerini görerek kendisini de kapitalizmin çarklarına kaptırdı. Ailesini ve yakın çevresini zengin etmeye baÅŸladı. Öyle bir duruma geldiler ki Özal’ın çevresinde prens ve prensesler ortaya çıkmaya baÅŸlamış, biz ülke monarÅŸizme dönüyor diyerek kaygılanmaya baÅŸlamıştık. Aslında tam bir komedi oynanıyormuÅŸ. Her neyse, ülke insanının tepkisini ölçmek için kendisinden Kürt devleti fikirlerinden bahsetmesini istedik. Fakat bu düÅŸünceler kendisine pahalıya maloldu. Biz de Kürt devleti projemizi hayata geçirmek için *** denilen bir örgüt yaratıldı. Bu örgütle uÄŸraÅŸmak ülke ekonomisine çok büyük zarar verdi ve ÅŸu anda koskoca Osmanlı Ä°mparatorluÄŸu’ndan geriye kalan bir avuç toprakta varlığını sürdüren Türkiye, bizim hiçbir istediÄŸimiz geri çevirecek durumda deÄŸil. Sanırım yakın gelecekte topraklarından biraz daha, bir süre sonra da bizim için hala geçerli olan Sevr AntlaÅŸması uyarınca hemen hemen tamamından fedakarlık etmek zorunda kalacak.



TÜRKÄ°YE BÄ°ZÄ°M Ä°ÇÄ°N ÇOK ÖNEMLÄ°… SU KAYNAKLARININ ÖNEMLÄ° BÄ°R KISMI BURADA



Rockefeller de sözü devralarak baÅŸlıyor;



Türkiye hakkında biraz daha durmak istiyorum; çünkü dünyadaki en stratejik konumdaki ülkedir ve bizim için çok önemlidir. Nedenlerine gelince:



Bir kere Büyük Ä°srail Devleti topraklarının su kaynaklarının önemli bir kısmı ÅŸu anda Türkiye’ye aittir.



Ä°kincisi, Müslüman ve demokratik bir ülke olarak bu konuda öncü bir ülkedir. Ä°slamiyeti yıkmak istiyorsak önce Türkiye’den baÅŸlamalıyız.



Üçüncüsü, Avrupa ve Asya arasında bir köprü durumdadır.



Maden, petrol, doÄŸalgaz gibi zengin yer altı kaynaklarına sahip OrtadoÄŸu ve Kafkasya’ya hakim olmak istiyorsak bu ülke elimizin içinde olmalıdır. OrtadoÄŸu hemen hemen elimizde sayılır. Kafkasya ve Orta Asya’daki diÄŸer Türk devletleri de yakında darbelerle kargaÅŸaya boÄŸulacaklar ve avucumuzun içine düÅŸecekler. Bu Türkler aslında birleÅŸip bir araya gelseler karşılarında hiçbir güç duramaz. Bu yüzden böyle bir olasılığa karşı, ajanlarımız her an tetikte bekliyorlar. Türk devletlerinde kilit mevkilerdeki adamlarımız, aralarında en ufak bir yakınlaÅŸma sezdiklerinde hemen istikrarı bozacak olaylar ve darbelerle bunu önlüyorlar.



EN ÖNEMLÄ°SÄ°, TÜRKLER MEDENÄ°YETÄ°N BEŞİĞİDÄ°R VE KÖKENLERÄ° SÜMERLERE KADAR DAYANIR



Dördüncüsü, ülke bor madenleri bakımından dünyanın en zengin ülkesidir ve bu maden dünyada yakın bir gelecekte, petrolden bile daha önemli bir hale gelecek.



BeÅŸincisi ve belki de en önemli olanı Türkler medeniyetin beÅŸiÄŸidir. Türkler, Milattan Önce 4.000’lerde Orta Asya’da yaÅŸayan büyük bir felaketten sonra yaÅŸadıkları yerleri terk edip, Mezopotamya’ya ve Rusya üzerinden Avrupa’ya gelen Aryanlar, yani dünyadaki en medeni olarak kabul ettiÄŸimiz Ari Irk’tandırlar ve Avrupa’daki Finliler, Macarlar gibi bazı uluslar Türk kökenlidir. Ayrıca Anadolu’da büyük uygarlıklar kuran Hititler ve Asurlular’ın da Türk kökenli olma ihtimali yüksektir.



Milattan Önce 3.500 yıllarında Mezopotamya’da yaÅŸamış olan Sümerler ilk yazıyı bulan, toplumda adaleti saÄŸlamak için ilk yasaları çıkaran ve mahkemeleri kuran, ilk para kullanan ve vergi toplaya, ilk okul açan ve tekerleÄŸi bulan ulustur: yani dünya medeniyetinin baÅŸlangıç noktasıdır ve soyları tarihçilerimizin araÅŸtırmalarına göre Türk kökenli insanlardır. Çünkü Sümerler o bölgenin yerli halkı deÄŸildirler; yani göçebedirler ve tarihçilerimizin araÅŸtırmalarına göre “kız” manasına gelen “kır” kelimesi, “öküz” manasına gelen “ökür” kelimesi gibi bugüne kadar çözülebilen 1000 civarında Sümerce kelime ve “Ayağını yere sıkı bas, Tatlı söz yılanı deliÄŸinden çıkarır, Sel gibi silip süpürmek, YaÄŸ gibi erimek” gibi yüzlerce atasözü bugün Türkçe’de kullanılmaktadır. Sümerlerin Ay Tanrısı’nın simgesi olan “Yarımay”, bugün Türk bayrağında kullanılmaktadır. Roma ve Yunan medeniyetleri Sümerlerden oldukça fazla faydalanmışlardır; mesela yapılarındaki süslemeleri ve Tanrıları Sümer tapınaklarından gelir.



Fakat biz bunu örtbas etmek için, Milattan Önce 2.000 yıllarında, yani Sümerlerden 1.500 yıl sonra baÅŸlamış olmasına ve Yunan medeniyetini, dünyadaki ilk medeniyet olarak dünyaya tanıttık. Daha da ilginç olanı, Yunanlılardan önce Mısır Medeniyeti baÅŸlamıştır; ama onlar da ancak Sümerlerden 1000 sene sonra piramitlerini yapabilecek uygarlık düzeyine gelebilmiÅŸlerdir. Mayalar ve Ä°knalar; Sümerlerden 2000 sene sonra ziguratlarını aynı biçimde yapmışlardır.



MEDENÄ°YETÄ°N BEŞİĞİ OLARAK TÜRKLERÄ° KABUL EDEMEZDÄ°K, BU MÄ°RASA EL KOYMALIYDIK



Medeniyetin beÅŸiÄŸi olarak Türkleri kabul edemezdik; tam aksine binbir entrika ile bu kültür miraslarına el koyarak biz onları bütün dünyaya barbar, hak hukuk tanımayan bir toplum olarak tanıttık ve bunda da oldukça baÅŸarılı olduk. Sümer Kralları Urukagina ve Urnammu, çok tanrılı bir toplum kurarak, insanlar arasında adaleti saÄŸlamak ve haksızlıkları önlemek için yasalar çıkararak, çağımız toplumlarına öncü olurlarken, bugün tek tanrılı bir toplum olan Türkiye’de bizim çalışmalarımız sonucu, fuhuÅŸ, rüÅŸvet, hırsızlık, haksız kazanç ve gelir dağılımı aşırı düzeylerdir.



Aslında insanlar tarih kitaplarını açıp okusalar, bütün gerçeÄŸi görecekler ama insanoÄŸlu için duyduÄŸuna inanmak yeterlidir, okumak çok zor gelir.



Ben de o ana kadar en medeni ulus olarak Ä°ngilizleri görüyordum. Duydukları hiç hoÅŸuma gitmeyince konuyu deÄŸiÅŸtirmek istedim.



OSMANLI’YI YIKMAK ZOR OLMADI



“Dünya ülkelerini nasıl ele geçirmeyi düÅŸünüyorsunuz?” diye sordum. Rothschild kendimden emin bir tavırla konuÅŸmayı sürdürdü.



Rothschild: Sana tarihten örnekler vererek gücümüzü göstermek istiyorum; Birinci Dünya Savaşı, Avrupa’da bize karşı olan imparatorlukları dağıtmak ve en önemlisi Osmanlı Ä°mparatorluÄŸu’nu parçalayarak OrtadoÄŸu’daki petrol yataklarını ele geçirmek ve Ä°srail devletinin yolunu açmak için çıkarılmıştı. Ä°srail devletinin kurucusu sayılan Theodor Herlz, o zamanki Osmanlı PadiÅŸahı II. Abdülhamit’e giderek, bizim ailemizin desteÄŸiyle Filistin topraklarını satın almak istedi. Fakat padiÅŸah bize karşı çıktı. Bizim için Osmanlı Ä°mparatorluÄŸu’nu yıkmak çok zor olmadı. Çünkü padiÅŸahlar genellikle Türk kadınları yerine, fethettikleri ülkelerden köle olarak getirdikleri baÅŸka din ve ırklara mensup kadınlarla evleniyorlardı. Tabii Hürem Sultan gibi bu kadınlar zamanla ülke yönetiminde söz sahibi oldular ve kendileri gibi yabancı kökenli adamlarıyla bizim istediÄŸimiz gibi, ülkeyi yıkıma götüren bir ÅŸekilde yönetmeye baÅŸladılar. PadiÅŸahlar ise devlet yönetiminin emin ellerde olduÄŸu düÅŸüncesiyle zevk ve sefaya dalmışlardı. Bu da Osmanlı’nın çöküÅŸ devrini baÅŸlattı. Mason örgütleri tarafından kışkırtılan insanların çıkardıkları isyanlarla topraklar kaybedilmeye baÅŸlandı. Hazine plansız harcamalarla tüketildi. SavaÅŸ sonunda hedefimize ulaÅŸmamıza az kalmıştı; ama Atatürk adında bir lider ortaya çıkarak planlarımızı bir süreliÄŸine ertelememize neden oldu. Tabii ki sonuçta bizim finans ve silah sanayi ÅŸirketlerimiz servetlerini onlarca kez katladılar. I. Dünya Savaşı sonunda MonarÅŸizm tez olarak, Demokrasi antitez olarak, Komünizm’i yani sentezi oluÅŸturdu.



HÄ°TLER, BÄ°ZÄ°M TARAFIMIZDAN GETÄ°RÄ°LDÄ°, ÇÜNKÜ BURADAKÄ° YAHUDÄ°LER Ä°SRAÄ°L DEVLETÄ°NÄ° KURMAYA YARDIMCI OLMADILAR



Ä°kinci Dünya Savaşı’nın asıl sebebi ÅŸu an olduÄŸu gibi dünyada baÅŸlayan ekonomik krizlerdi; diÄŸer bir önemli neden ise Diaspora’nın yani kutsal topraklar dışında yaÅŸayan Yahudilerin, yeni Ä°srail devletini kurmaya yardımcı olmamaları ve bu ülkeye dönmeyi kabul etmemeleriydi. Hitler’in bulunduÄŸu mevkiye gelmesi ve Alman ulusunu büyülemesi, yine bizim tarafımızdan aldığı mali yardımlar sayesinde olmuÅŸtur. Harriman, Guaranty tröstü gibi Amerikan finans devleri, Alman çelik kralı Thyssen’ın mali yardımları ve Thule Örgütü’nün desteÄŸiyle Hitler, dünya savaşı baÅŸlatacak güce eriÅŸiyordu. Bu iÅŸ için Hitler seçilmiÅŸti; çünkü Yahudilerden nefret ediyordu. Sebebi ise, babaannesi o zamanlar zengin bir Yahudinin yanında hizmetçi olarak çalışıyordu ve babaannesi bu Yahudi patronu tarafından hamile bırakılmış, durumdan haberdar olan evin hanımı tarafından evden kovulmuÅŸtu. Babaanne kucağında bir bebek ile, yani Hitler’in babasıyla, baÅŸka bir iÅŸ bulamayınca koyu Katolik olan baba evine geri dönmüÅŸtü. Hitler zamanla bu gerçeÄŸi öÄŸrenmiÅŸ, Yahudilere kin duymaya baÅŸlamıştı. Ä°srail topraklarına dönmemekte ısrar eden Yahudileri korkutmak amacıyla birkaç katliama izin verildi ve söylenenden çok daha az kiÅŸinin öldüÄŸü bu katliamlar kullanılarak sözde milyonların yok edildiÄŸi Yahudi katliamı senaryoları üretildi. Åžimdi aynı katliam senaryosu Ermeni Soykırımı adı altında Türklere uygulanmaktadır. Bu saçma soykırım masalı Türklere yüklenecek ve böylece Türkiye yüz milyarlarca dolar tazminat ödemek zorunda kalacak. Bu da Türk ekonomisi için büyük bir darbe olacaktır.



ATOM BOMBASI, YAHUDÄ°LERÄ°N YAÅžADIÄžI ALMANYA’YA ATILAMAZDI, BU NEDENLE JAPONYA KIÅžKIRTILDI



Almanlar’dan nefret eden o zaman ki Siyonist baÅŸkanımız Einstein’ın Amerikan BaÅŸkanı Roosevelt’e bir öneri mektubu göndermesiyle atom bombası çalışmaları Manhattan Projesi altında baÅŸlatılmış ve kısa sürede sonuç alınmıştı. Ama bir sorun vardı, bu bomba çok güçlüydü ve deneme yapılabilmesi için Amerika’nın halkın desteÄŸiyle savaÅŸa girmesi gerekiyordu. Ayrıca Alman ÅŸehirlerinde çok sayıda Yahudi yaşıyordu; bu ülkeye atom bombası atılamazdı. Japonlar kışkırtıldı ve daha önceden haber alınmasına raÄŸmen, halkın duygularıyla oynanarak desteÄŸinin kazanabilmesi için yüzlerce Amerikan askerinin ölmesiyle sonuçlanan Pearl Harbor baskınına göz yumulmuÅŸ ve bu sorun da aşılmış oluyordu.



Ä°SRAÄ°L DEVLETÄ°, ROTSCHILD AÄ°LESÄ°’NÄ°N CÖMERT MALÄ° DESTEĞİ Ä°LE KURULDU



Ve böylece Büyük Ä°srail Ä°mparatorluÄŸu’nun temelini oluÅŸturan Ä°srail Devleti 1948 yılında Rotschild Ailesi’nin cömert mali desteÄŸiyle kuruldu. Ordo Ab Chaos yine iÅŸe yaramıştı. Bu arada savaÅŸta iflas eden ülkelerin ekonomilerinin düzeltilmeleri için Harriman, Rockefeller, Vanderblit ve Rothschild finans kurumlarından aldıkları borç paralar devreye giriyordu.



SOVYETLER BÄ°RLİĞİ’NE YETERÄ° KADAR ÜLKE TAHSÄ°S EDÄ°LMÄ°Åž, MALÄ° DESTEK VERÄ°LMÄ°ÅžTÄ°



Sovyetler BirliÄŸi, Hegel DiyalektiÄŸi gereÄŸi bir karşıt güç yaratılması gerektiÄŸi için, Amerikan International Barnsdall Corporation ÅŸirketinin verdiÄŸi ekipman ve yine Amerikan W.A Harriman Company ve Guaranty Tröstü tarafından verilen mali desteklerle petrol kuyuları ve maden yatakları açarak, ekonomisini geliÅŸtirdi. Bu arada dünya ülkeleri komünizm ve kapitalizm arasında seçimlerini yapmaya baÅŸlamışlar; Sovyetler BirliÄŸi’ne kapitalizmi savunan bizlere karşı eÅŸit bir güç oluÅŸturması ve bu oyunun sürdürülebilmesi için yeteri kadar ülke tahsis edilmiÅŸti.



ÇÄ°N, HENÜZ KONTROL EDEMEDİĞİMÄ°Z BÄ°R ÜLKE AMA ABD EKONOMÄ°SÄ°NE KATKISI BÜYÜK



Çin ise Amerikan Bechtel Corporation’ın verdiÄŸi teknoloji ve beyin gücüyle süper bir güç haline geldi. Bu ülke henüz kontrol edemediÄŸimiz, dünyadaki tek ülke. Fakat Amerikan ekonomisine büyük katkıda bulunuyorlar; çünkü iÅŸ gücü çok ucuz, ayda 30 dolara çalışacak iÅŸçi bulmak bizim ülkelerimizde patronların en tatlı rüyası olurdu.



VÄ°ETNAM, KORE, KAMBOÇYA, TAYLAND, ENDONEZYA, AFGANÄ°STAN, Ä°RAN-IRAK, YUGOSLAVYA SAVAÅž ENDÜSTRÄ°SÄ°’NÄ°N DENEME VE GELÄ°ÅžMESÄ°NE YARADI



Size dünyadan kısa örnekler vererek konuÅŸmamıza devam edeceÄŸim;



Vietnam savaşında, Amerika BirleÅŸik Devletleri ve Sovyetler BirliÄŸi silah endüstrileri, yeni imal ettiÄŸi silahları deneme fırsatı bulmuÅŸtu ve silah sanayisini canlandırmak için devlet, eskileri kullanarak elden çıkarmıştı. ‘Agent Orange’ adlı kimyasal silah ile bu zehirin bitkiler üzerinde ölümcül etkileri görülmüÅŸ oldu. Bir ülke ekonomisi bataÄŸa sürüklendi.



Kore savaşı ile bu ülke iyiye bölündü ve kalkınma hayalleri suya düÅŸtü. Böylece ülke ekonomisi tahrip edildi. Ayrıca bu ülkede mikrop bombaları ve dioksin gibi çeÅŸitli zehirler ile biyolojik savaÅŸ denemeleri yapıldı.



Kamboçya’da Amerika ile ticaret yapmayı reddeden lider Sihanuk 1970 yılında bir darbe ile devrildi ve yerlerine ülkeyi kaosa sürükleyen Pol Pot ve Kızıl Kmerler geçirildi.



Tayland’da yine ülke yönetimi devrilerek yerine diktatörlük rejimi kuruldu. Ülke ekonomisi yıllarca bize çalıştı.



Endonezya devlet baÅŸkanı Suharto 1957-58 yıllarında Amerika BirleÅŸik Devletleri’nin verdiÄŸi silahlarla DoÄŸu Timor’u iÅŸgal etti ve yıllarca sürecek bir kaos yarattı, binlerce insan öldü.



Afganistan savaşı Ruslara silah sanayisini geliÅŸtirmek için büyük fırsatlar sunmuÅŸtur. Biz de yeni üretilen silahların etkilerini deneyebilmek için büyük bir fırsat yakalamıştık. Ayrıca ülke çok zengin yer altı kaynaklarına sahiptir. Afganistan yönetimi ÅŸu anda tamamen bizim kontrolümüz altındadır.



Ä°ran-Irak savaşı Saddam’a büyük vaatler yapılarak baÅŸlatıldı. Ä°lk iÅŸ olarak birbirlerinin petrol kuyularını ve tesislerini bombaladılar. Tabii sonunda petrol zengini bu iki bizlerden daha fazla silah satın alıp savaşı kazanabilmek için ülke ekonomilerini iflas ettirecek düzeye getirdiler. Sonuçta bütün ÅŸehirleri ve petrol tesisleri yine bizler tarafından yeniden kurulacaktı. Bu de yine bizlerden daha fazla borç almakla mümkün oluyordu.



Saddam dolduruÅŸa getirilerek baÅŸlatılan 1990 yılındaki Körfez savaşı, ile ırak ekonomisi bir kez daha çökertildi; Kuveyt’i tekrar inÅŸa etmek için milyarlarca dolarlık iÅŸ baÄŸlantıları yapıldı; Amerikan askerleri bölgeye ilelebet yerleÅŸti. Bu savaÅŸta test amacıyla tüketilmiÅŸ uranyum bombaları kullanıldı. Bu bombalar, etkisi yıllarca sürecek radyoaktif maddeler yayarak bölgedeki yüz binlerce insanın, tabii bu arada bizim askerlerimizin de ölmesine yol açtı, hala da insanları öldürmeye devam ediyorlar.



1990 Yugoslav savaşında salkım bombaları kullanıldı. Bu teknoloji harikası bombalar yere yaklaÅŸtıklarında yüzlerce küçük bombalara ayrışıyorlar ve yere düÅŸtüklerinde hala patlamamış olanlar her zaman aktif birer bomba olarak kurbanlarını bekliyorlar.



Rotthschild konuÅŸmasına “Bu ülkelerin ÅŸimdi tamamen bizim kontrolümüz altında olduÄŸunu sanırım söylememe gerek yok” diyerek ara verdi. Onun kaldığı yerden Rockefeller devam etti.



ZAÄ°RE, ÇAD, YEMEN, GUATEMALA, ŞİLÄ°, BREZÄ°LYA, DOMÄ°NÄ°K, SOMALÄ°, PANAMA, EL SALVADOR, BOLÄ°VYA, EKVATOR, PERU, URUGUAY, ANGOLA’DAKÄ° SAVAÅžLAR VE DARBELER BÄ°ZÄ°M PLANLARIMIZDI



Zaire devletinin başına CIA destekli bir darbe ile 1965 yılında geçen Mobutu, George Bush’un deyimiyle Afrika’daki en iyi adamımız oldu.



Çad Hükümeti 1982 yılında bir darbe ile devrildi ve yerine diktatör Hissen Harbe geçirildi. Bu geçiÅŸ sırasında on binlerce insan öldü.



Yemen 1990 yılına kadar iki ayrı devlet halinde uzun yıllar birbirleriyle savaştılar. Bizim şirketlerimiz zenginleşmeye devam ettiler.



Guatemala’da hükümet, komünist rejim tehlikesi bahane edilerek CIA yardımıyla 1953 yılında devrildi ve bugüne kadar bizim tayin ettiÄŸimiz askeri hükümetlerle ülke sonsuz bir kargaÅŸa içinde yönetilmektedir.



Åžili’de General Pinochet, 1973 yılında iktidarı ele geçirerek, yıllarca bizim isteklerimiz doÄŸrultusunda ülkeyi yönetti. Amerika BirleÅŸik Devletleri’ne aktardığı milyarlarca dolarla ülke ekonomisi bataklığa sürüklendi. Ülke insanları sefalet içinde yüzerken, bizler daha zengin olduk.



Brezilya'da komünizmden kurtarılan bir diÄŸer ülkeydi. Ülke yönetimi 1964 yılında bir darbe ile devrildi, ülke Amerika BirleÅŸik Devletleri’nin Güney Amerika’daki en güvenilir müttefiklerinden biri oldu.



Dominik Cumhuriyeti, aynı ÅŸekilde 1963 yılında bir darbe ile bizim istediÄŸimiz yöneticilere kavuÅŸtu. Ülkenin serveti bizlere aktı.



1990’lı yıllarda Kolombiya’da uyuÅŸturucu ile mücadele etmek maskesi altında ülke yönetimi ele geçirildi. CIA bu ülkeden gelen uyuÅŸturucu parasıyla dünyanın çeÅŸitli ülkelerindeki operasyonlarını finanse ediyor.



Fiji, Grenada, Panama, Somali, El Salvador iÅŸgal edildi. Sarin, hardal gazı gibi sinir gazları halk üzerinde denendi. Yüz binlerce insan öldü ve hala ölmeye devam ediyor.



Bolivya, Gana, Ekvator, Haiti, Filipinler, Peru, Uruguay, Angola, SeyÅŸel adaları gibi üçüncü dünya ülkelerinde yapılan darbeler ve karışıklıklar hep bizim planlarımızın bir parçasıydı.



BÜTÜN ÜLKE YÖNETÄ°MLERÄ°NÄ° KONTROL ALTINDA TUTUYORUZ, AKSÄ° HALDE TERÖR OLAYLARINI DEVREYE SOKUYORUZ



Avrupa ülkelerinde kurulan Ä°talya Gladio’su benzeri istihbarat örgütleri sayesinde, bütün ülke yönetimlerini kontrol altında tutmaktayız.



Ä°stanbul’daki sinagoglara yapılan saldırılar ve Madrid’deki tren bombalama olayları, bu ülkelere bizim isteklerimizi görmezden geldiklerini hatırlatmak için yaptırıldı.



New York Ä°kiz Kuleler, Pentagon saldırıları, Kenya ve Suudi Arabistan’daki bombalama olayları ise tamamen bizim planlarımız doÄŸrultusunda icra edildiler.



Ben “dünyada el atmadıkları baÅŸka ülke kaldı mı acaba” diye düÅŸünüyordum. Rockefeller böyle beni ÅŸaÅŸkınlığa uÄŸratmanın zevkiyle içkisini bir yudumda bitirerek sözlerini tamamladı;



DÜNYADA HÄ°ÇBÄ°R YERDE MAFYA VE KAÇAKÇILIK OLAYLARI BÄ°ZÄ°M Ä°ZNÄ°MÄ°Z OLMADAN YAPILAMAZ



“Bu arada, bütün organizasyonların çok yüksek olan maliyetleri konusu var. Onların kaynağı ise vergiden muaf olan vakıflarımızın topladığı bağışlardan ve mafya ile olan baÄŸlantılarımız sayesinde finanse diliyor. Dünyanın hiçbir ülkesine mafya veya kaçakçılık faaliyetleri, o devletin haberi ve izni olmadan yapılamaz. Yapılması için, üst kademelerde iÅŸbirlikçilerin olması gerekir. Bu iÅŸbirlikçiler gözünü para hırsı bürümüÅŸ insanlar seçilir ve bir kere bu iÅŸlere bulaşıldı mı, bir daha çıkış yoktur. Dünyanın her yerinde tamamen bizim kontrolümüz altında çalışan mafya, özellikle uyuÅŸturucu ve silah kaçakçılığı ile ilgilenir, çünkü en tatlı para bu alanlardadır. Bu paradan biz en büyük payı alırız ve bu parayla birlikte masum görünüÅŸlü vakıflarımızın desteÄŸiyle bütün bu faaliyetlerimiz finanse edilir ve buna iÅŸbirlikçilere dağıtılan para ve rüÅŸvetler dahildir.



NEDEN KUZEY AMERÄ°KA VE BATI AVRUPA VARLIKLI BÄ°R YAÅžAM SÜRER DÜNYADAKÄ° 5 MÄ°LYAR Ä°NSAN, BÄ°ZÄ°M 1 MÄ°LYAR Ä°NSANIMIZ Ä°ÇÄ°N ÇALIÅžIR



Bu örnekler inanın bana sadece buzdağının dışarıdan görünen başı. GördüÄŸünüz gibi dünyanın her noktası kontrolümüz altında. Hegel DiyalektiÄŸi’nin amacımız doÄŸrultusunda ne kadar çok iÅŸe yaradığını görüyorsunuz. Hiç düÅŸündünüz mü, Kuzey Amerika ve Batı Avrupa ülkeleri vatandaÅŸlarına rahat ve varlıklı yaÅŸam olanakları sunarken, dünyanın diÄŸer ülkelerinde neden sefalet ve bitmeyen bir kargaÅŸa var? Çünkü bizim ırkımız seçilmiÅŸ ırktır, diÄŸerleri sadece köledirler. EÄŸer yaÅŸamak istiyorlarsa ömür boyu bize bu ÅŸekilde hizmet etmek zorundadırlar. Dünyadaki 5 milyar insanı bizim toplumlarımızdaki 1 milyar insan için çalışıyorlar. Bütün zenginlikleri bizim ÅŸirketlerimize ve dolayısıyla bizim ülkelerimize atkılıyor. Biz geliÅŸmiÅŸ ülkeler, her geçen gün daha da zenginleÅŸirken, üçüncü dünya ülkeleri, ekonomileri çökertilmiÅŸ, halkı uydurma savaÅŸlar ve olaylarla sefalete sürüklenmiÅŸ çaresiz bir halde; refah içinde yaÅŸayan iÅŸbirlikçi yöneticileri ve zengin tabakları bizim emirlerimizi bekliyorlar.



Bizimle iÅŸbirliÄŸi yapanlar, çok yakında yeni dünya hükümetinde kendi bölgelerini bizim idaremiz altında yönetecekler. Üçüncü sınıf ülkelerin halkları eÄŸitim düzeylerine göre iÅŸçi olarak çalışacaklar, bizim gibi geliÅŸmiÅŸ halklar da bunların üstünde bir hiyerarÅŸi içinde yönetici olarak görev yapacaklar. Bu sınıfa giren ülke insanları için cumartesi günleri dışında bütün bayram ve tatil günleri kaldırılacak ve ancak karınlarını doyurabilecekleri bir maaÅŸ karşılığında, bütün yıl boyunca haftanın altı günü çalışacaklar. Bizim insanlarımız günün çok az bir kısmını çalışmaya ayıracak ve günün geri kalan kısmını zevk ve eÄŸlenceyle geçirecekler.



Ä°lk önce bütün bu anlatılanları çok büyük hayaller olarak görmüÅŸtüm; ama diÄŸer ülkelerin durumu aklıma gelince gerçekleÅŸme olasılıklarının olduÄŸunu hesapladım. Gerçekten de çok az televizyon seyretmeme raÄŸmen savaÅŸ ve ayaklanma haberleri gözüme çarpıyor, açlıktan ve sefaletten sürünen insanları seyrettiÄŸimi hatırlıyorum. Ama ben medya adamıydım ve bütün bunların sebeplerini araÅŸtıracak zamanım yoktu…

Etiketler: israil Türkiye islam
Bu yazi toplam 3649 defa okundu
Yazarın Diğer Yazıları
YAZARLAR
 
Anasayfa |

Reklam Verin |

Sitene Haber Ekle |

Bize Ulaşın

  © 2010 YzC Haber Portalı                             Yazılım ve Tasarım: Serdar YAZICI
Sitemiz, hukuka, yasalara, telif haklarına ve kişilik haklarına saygılı olmayı amaç edinmiştir. Sitemiz, 5651 sayılı yasada tanımlanan .yer sağlayıcı. olarak hizmet vermektedir. İlgili yasaya göre, site yönetiminin hukuka aykırı içerikleri kontrol etme yükümlülüğü yoktur. Bu sebeple, sitemiz .uyar ve kaldır. prensibini benimsemiştir. Telif hakkına konu olan eserlerin yasal olmayan bir biçimde paylaşıldığını ve yasal haklarının çiğnendiğini düşünen hak sahipleri veya meslek birlikleri, İletişim bölümünden bize ulaşabilirler | Rize Gündoğdu Haber | Rize | Rize Haberleri haberler