BaÅŸbakan ErdoÄŸan, CumhurbaÅŸkanlığı'na adaylığını açıkladığı AK Parti toplantısında siyasete giriÅŸ hikayesini anlatmıştı.
Burada yaptığı konuÅŸmada, "1994 yılında seçim çalışmalarını canla baÅŸla yürütüyorduk. Ä°stanbul'un her semtine ulaÅŸmaya çalışıyorduk. Fakir bir semte gittik. 8-9 yaÅŸlarında bir kız çocuÄŸu yanıma geldi. Annem dediki ''seçildikten sonra bizi unutmasın dedi''. ve elinde annesinin iki bileziÄŸini bana verdi. Sonra kendi elindeki oyuncak bileziÄŸi verdi. AK partiyi kurarken, attığım her imzada, gece yatağıma yattığımda o yavrucağın gözleri hep karşımda hep aklımdaydı. Annesi seçildikten sonra bizi unutmasın demiÅŸti ya. O çocuÄŸun bakışlarını hiç unutamadım. Pınarhisar'da o çocuÄŸun bakışlarını unutamadım. BaÅŸbakan olduÄŸumda yine o masum bakışlarını unutmadım." diyerek yıllar sonra o anı tekrar yaÅŸadı.
CHP genel baÅŸkanı KılıçdaroÄŸlu ise aynı gün yaptığı grup toplantısında ErdoÄŸan'ın bu anlattığı olay için '"Profesyonel kurgucuların hazırladığı, ErdoÄŸan'a verdikleri bir metin. O da bu metni okudu. Kime yarar bu hikâye? AÄŸlama dair profesyonel olan Bülent Arınç'a yarar." Diyerek yalan söylediÄŸi ifade etmiÅŸti.
Polemik sürerken Sözcü yazarı Uur Dündar bugün köÅŸesinden o olayın ÅŸahidi olduÄŸu yazdı.
'Bugün Tayyip ErdoÄŸan'ın hakkını teslim edeceÄŸim. Aksi takdirde adil ve dürüst davranmamış olurum' diyerek bir anlamda KılıçdaroÄŸlu'na 'sen yalan söylüyorsun' demeye getirdi.
Ä°ÅŸte Dündar'ın bugünkü yazısındaki ilgili bölüm;
Yıl 1994…
Hürriyet Gazetesi'nin Ä°kitelli'deki binasında, ARENA Programı'nı Show TV yayınına yetiÅŸtirebilmek için dakikalarla yarıştığımız günlerden biri…
Asistanım Türkan, Refah Partisi'nin Ä°stanbul BüyükÅŸehir Belediye BaÅŸkan Adayı Recep Tayyip ErdoÄŸan'ın aradığını söylüyor.
"BaÄŸla lütfen" diyorum.
ErdoÄŸan ilginç bir konuyu aktarmak istediÄŸini söyleyince hemen davet ediyorum.
"Zaten havalimanındayım, geliyorum" diyor.
Kapıda karşılayıp odama buyur ediyorum.
Milli GörüÅŸ TeÅŸkilatı'nın çok güçlü olduÄŸu Almanya'dan dönüyormuÅŸ.
Sohbet sırasında SHP belediyelerindeki rüÅŸvet ve yolsuzluklara illallah diyen vatandaÅŸların tüm gücüyle kendisini desteklediÄŸini söyleyip, ceketinin cebinden küçük bir torba çıkarıyor.
Ä°ri bir mendilin düÄŸümlenmesiyle oluÅŸan torbacığı masamın üzerinde açmaya baÅŸlıyor.
Torbacığın içinden altın bilezikler ve takılar dökülüyor.
Sohbetimize katılan ekip arkadaÅŸlarım Ercüment Alan ve Arslan Kızılkan'ın gözleri ÅŸaÅŸkınlıktan faltaşı gibi açılıyor.
"Bunları nereden buldunuz" diye sormaya hazırlanırken o, "Halk bize öylesine güveniyor ki, biz istemeden yastık altındaki ziynetini getirip veriyor. Gözlerimizi yaÅŸartan sevgi gösterileriyle karşılaşıyoruz" diyor.
Sonra da dürüst haberciliÄŸimize teÅŸekkür ederek ayrılıyor.
* * * *
Yıllar sonra değerli kardeşim Nedim Şener, hayatımı anlattığı "İşte Hayatım" kitabını hazırlarken bu anımı paylaşıyorum.
Nedim "Çok ilginç, bunu yazmalıyım" diyor.
Benim dürüstlüÄŸüme havale edilmiÅŸ özel bir konu olduÄŸu için yazmamasını rica ediyorum.
Ama Tayyip ErdoÄŸan açıkladığından, artık paylaÅŸmakta sakınca görmüyorum.
"Ä°stanbul'un fakir bir semtinde dolaşıyorduk. 7-8 yaÅŸlarında bir kız çocuÄŸu geldi. Elinde bir ÅŸey vardı. Verirken "Annem seçilirse bizi unutmasın" dedi. Bir baktım iki bilezik… Kendisi de kolundaki oyuncak bilezikleri çıkardı" diyerek anlattığı "bilezik hikayesi" doÄŸrudur.
Halk ona, darda kalacağı günlerde bozdurmak üzere sakladığı bileziklerini "Bu adam Allah'tan korkar, kul hakkı yemez" deyip verecek kadar güvenmiÅŸtir.